Ulaştırma Bakanı Arslan, Türkiye'nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK'ın, 150 adetlik ilk parti ürünlerinin teslimatının Nisan ayında yapılacağını belirtti
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bakanlığının desteğiyle Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yürütülen LTE-A teknolojisinin kullanıldığı makrocell baz istasyonlarının yerli olarak geliştirilmesine yönelik ULAK Projesi'nde üretimlerin başladığını söyledi.
"TAMAMEN TÜRK MÜHENDİSLERİ TARAFINDAN GELİŞTİRİLDİ"
Aselsan'ın ana yüklenici, Netaş ve Argela'nın alt yüklenici olduğu ULAK Projesi'nde, geçen yıl kurulan ULAK Haberleşme AŞ'nin projenin koordinasyonunu ve sorumluluğunu üstlendiğini vurgulayan Arslan, şöyle devam etti:
"Bu projeyle 4,5G ticari, evrensel hizmet ve kamu güvenliği şebekelerinde kullanılmak üzere değişik frekans bandlarında yerli LTE-Advanced makrocell baz istasyonları geliştirilmektedir. Tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen 4,5G baz istasyonlarının yerli ve milli imkanlarla üretilmesiyle Türkiye stratejik olarak çok önemli bir kazanım sağlayacak. Kırsal kesimlerimiz de dünyanın her yerine ulaşabilecek."
"TÜRKİYE İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİP"
Teknolojide dışa bağımlılığı azaltmanın yanı sıra yeni gelişen teknolojilerde önde olmak açısından atılan bu adımın Türkiye için hayati öneme sahip olduğuna dikkati çeken Arslan, "Bakanlığımız, ULAK Projesi'ne ilk günden beri verdiği desteği, Haberleşme Genel Müdürlüğünce yürütülen 'Evrensel Hizmet Projeleri' kapsamında kırsal bölgelerde kurdurduğu mobil haberleşme altyapılarında belli oranlarda ULAK baz istasyonlarının kurulum şartı getirerek göstermiştir." dedi.
Bu kapsamda, Evrensel Mobil Kapsama Projesi'nin 1. fazında daha önce kurulum yapılan bin 799 yerleşim yerine 4,5G mobil genişbant hizmeti götürülmesi için imzalanan sözleşmede en az yüzde 10 ULAK ürünleri kullanımı şartı konulduğunu anımsatan Arslan, gelinen noktada proje kapsamında 489 baz istasyonunda 4,5G yükseltmelerinin ULAK ürünleriyle yaptırıldığını bildirdi.
23 Mart 2018 Cuma
16 Mart 2018 Cuma
Telefonunuz yavaş şarj oluyorsa dikkat!
Akıllı telefonunuz çok becerikli olabilir, ancak pilinde sorun varsa hayatınızı kolaylaştırmaktan çok zorlaştırabilir. Aşağıda pilinizin neden yavaş şarj olduğunu açıklayabilecek 5 nedeni sıraladık
1. Bozuk Aksesuarlar
Yavaş şarjın bazen telefonunuzla ilgisi olmayabilir. Bazen sorunun kaynağı hasarlı bir kablo veya güç düzeyi düşük bir adaptör olabilir. USB kabloları özellikle evde çok sayıda kişi tarafından kullanıldığında zamanla bükülüp yıpranabiliyor, hatta üzerine basılabiliyor. Bu yüzden önce kabloyu değiştirip sorunun ortadan kalkıp kalkmadığını kontrol edin.
Telefonu bilgisayardan şarj ediyorsanız, yavaş şarjın nedeni bu olabilir. PC'nizin yaşına ve diğer portların kullanımına göre bu yol, pek ideal bir yol sayılmıyor.
2. Port Sorunları
Telefonunuzun üzerindeki şarj portunun fiziksel bir hasar görüp görmediğini, paslanıp paslanmadığını kontrol edin. Bunun için porta bir fenerle ve büyüteçle bakabilirsiniz. Toz, kumaş tiftiği gibi içeri kaçmış bir nesne varsa bunu dikkatle çıkartmaya çalışın. Bu iş için plastik kürdanlardan veya küçük ve yumuşak bir fırçadan yararlanabilirsiniz.
3. Arka Plan Uygulamaları
Arka planda çalışan uygulamalar ve zararlı uygulamalar, şarj işlemini yavaşlatabilir. Android ve iOS'ta arka planda çalışan uygulamaların görmenizi sağlayan araçlar bulunuyor. Bunları kullanarak pili en çok hangi uygulamanın tükettiğine göz atın. Pili aşırı biçimde kullanan bir uygulama varsa, bunu silip şarj hızının iyileşip iyileşmediğine bakın.
4. Yaşlanan Pil
Listemizdeki ipuçlarına baktıysanız ve buna rağmen piliniz yeterince hızlı şarj olmuyorsa, piliniz eskimeye başlamış olabilir. Lityum iyon piller sonsuza kadar yaşamıyorlar ve belirli bir şarj döngüsü ömürleri var. Çözüm olarak telefonunuzu yetkili bir servise götürerek pili nasıl değiştirebileceğinizi öğrenin.
5. Belki de Sorun Sizsiniz
Şarj olurken bile telefonunuzu bırakamıyor musunuz? Şarj işleminin çok uzun sürmesinin sorumlusu siz olabilirsiniz. Facebook gibi uygulamaların pil ömrünü hızla tükettiği biliniyor. Bu yüzden en azından şarj sırasında Facebook'tan biraz uzaklaşmayı deneyin. Telefonunuzu şarj olurken kullanmamayı alışkanlık edinin.
1. Bozuk Aksesuarlar
Yavaş şarjın bazen telefonunuzla ilgisi olmayabilir. Bazen sorunun kaynağı hasarlı bir kablo veya güç düzeyi düşük bir adaptör olabilir. USB kabloları özellikle evde çok sayıda kişi tarafından kullanıldığında zamanla bükülüp yıpranabiliyor, hatta üzerine basılabiliyor. Bu yüzden önce kabloyu değiştirip sorunun ortadan kalkıp kalkmadığını kontrol edin.
Telefonu bilgisayardan şarj ediyorsanız, yavaş şarjın nedeni bu olabilir. PC'nizin yaşına ve diğer portların kullanımına göre bu yol, pek ideal bir yol sayılmıyor.
2. Port Sorunları
Telefonunuzun üzerindeki şarj portunun fiziksel bir hasar görüp görmediğini, paslanıp paslanmadığını kontrol edin. Bunun için porta bir fenerle ve büyüteçle bakabilirsiniz. Toz, kumaş tiftiği gibi içeri kaçmış bir nesne varsa bunu dikkatle çıkartmaya çalışın. Bu iş için plastik kürdanlardan veya küçük ve yumuşak bir fırçadan yararlanabilirsiniz.
3. Arka Plan Uygulamaları
Arka planda çalışan uygulamalar ve zararlı uygulamalar, şarj işlemini yavaşlatabilir. Android ve iOS'ta arka planda çalışan uygulamaların görmenizi sağlayan araçlar bulunuyor. Bunları kullanarak pili en çok hangi uygulamanın tükettiğine göz atın. Pili aşırı biçimde kullanan bir uygulama varsa, bunu silip şarj hızının iyileşip iyileşmediğine bakın.
4. Yaşlanan Pil
Listemizdeki ipuçlarına baktıysanız ve buna rağmen piliniz yeterince hızlı şarj olmuyorsa, piliniz eskimeye başlamış olabilir. Lityum iyon piller sonsuza kadar yaşamıyorlar ve belirli bir şarj döngüsü ömürleri var. Çözüm olarak telefonunuzu yetkili bir servise götürerek pili nasıl değiştirebileceğinizi öğrenin.
5. Belki de Sorun Sizsiniz
Şarj olurken bile telefonunuzu bırakamıyor musunuz? Şarj işleminin çok uzun sürmesinin sorumlusu siz olabilirsiniz. Facebook gibi uygulamaların pil ömrünü hızla tükettiği biliniyor. Bu yüzden en azından şarj sırasında Facebook'tan biraz uzaklaşmayı deneyin. Telefonunuzu şarj olurken kullanmamayı alışkanlık edinin.
15 Mart 2018 Perşembe
Samsung S9'a 2 saatte tamir hizmeti
Güney Koreli teknoloji devi Samsung, yeni amiral gemisi Galaxy S9’u satın alanları sevindirecek bir hizmeti bugün açıkladı. Firma bu hizmeti ile kullanıcılarına iki saatte tamir hizmeti sunacak
uBreakiFix firmasıyla iş birliğine giden Samsung, ABD’deki Galaxy S9 kullanıcılarının telefonlarının 15 Mart’tan itibaren aynı günde tamir edilmeye başlanacağını açıkladı. Habertürk’ün haberine göre bugünden başlayarak, ABD’deki Galaxy S9 kullanıcıları önceden herhangi bir randevu almaya gerek duymadan 300’den fazla uBreakiFix noktasına giderek telefonlarını iki saat ya da daha kısa bir sürede tamir ettirebilecek.
Samsung, uBreakiFix tamir noktalarında kullanılacak tüm malzemelerin orijinal Samsung parçaları olduğunu, tamir araçlarının kendileri tarafından sağlandığını ve tamirlerin Samsung sertifikalı profesyonel teknisyenler tarafından gerçekleştirileceğini belirtti.
uBreakiFix firmasıyla iş birliğine giden Samsung, ABD’deki Galaxy S9 kullanıcılarının telefonlarının 15 Mart’tan itibaren aynı günde tamir edilmeye başlanacağını açıkladı. Habertürk’ün haberine göre bugünden başlayarak, ABD’deki Galaxy S9 kullanıcıları önceden herhangi bir randevu almaya gerek duymadan 300’den fazla uBreakiFix noktasına giderek telefonlarını iki saat ya da daha kısa bir sürede tamir ettirebilecek.
Samsung, uBreakiFix tamir noktalarında kullanılacak tüm malzemelerin orijinal Samsung parçaları olduğunu, tamir araçlarının kendileri tarafından sağlandığını ve tamirlerin Samsung sertifikalı profesyonel teknisyenler tarafından gerçekleştirileceğini belirtti.
13 Mart 2018 Salı
Akıllı telefonlar tükenmişlik sendromu yaratıyor
Akıllı telefonların tükenmişlik sendromu yarattığını söyleyen Klinik Psikoloji Uzmanı Özlem Kelle, "Ne kadar çok teknolojik cihazlara maruz kalıyorsak, günlük rutinimizden, keyif alacağımız şeylerden kendimizi o kadar mahrum bırakıyoruz" dedi
Türkiye'de yayaların telefonla meşgul olması nedeniyle çok sayıda kazaya neden olduklarını belirten Klinik Psikoloji Uzmanı Özlem Kelle, akıllı telefonların tükenmişlik sendromu yarattığını söyledi.
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre 6 bine yakın yayanın yürürken hayatını kaybettiğini ifade eden Klinik Psikoloji Uzmanı Özlem Kelle, bu sayının her yıl katlanarak arttığını söyledi.
YAYALARDAN KAYNAKLANAN KAZALARDAKİ ARTIŞIN SORUMLUSU AKILLI TELEFONLAR MI?
DHA'nın haberine göre; bunun asıl nedeninin ise akıllı telefonlar olduğunu belirten Klinik Psikolog Özlem Kelle, "Akıllı telefonların kullanımına kadar sürücülerden kaynaklı trafik kazaları yaygındı. Son dönem yapılan araştırmalar gösteriyor ki akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte yayalardan kaynaklanan kazalarda artış var. Yayalar açısından baktığımızda, yol boyunca hem yürüyor olmak hem mesaj ya da aramayla bir kişiyle irtibat halinde olmak, sosyal medya ile ilgileniyor olmak dikkatte bölünmeye sebep oluyor. O an karşıya geçiyorsak, tehlikeli bir yerdeysek, caddeye, trafiğe odaklanmak yerine zihnimiz başka yerde olduğundan kazalar kaçınılmaz oluyor" dedi.
"YÜRÜRKEN TELEFON KULLANIMINA KISITLAMA GETİRİLEBİLİR"
Türkiye'de akıllı telefon kullanımın trafik kazalarıyla ilişkisine dair bir araştırma olmadığına vurgu yapan Kelle, "İsveç, Amerika, Almanya gibi ülkelere baktığımızda devlet politikalarının yürürlükte olduğunu görüyoruz. İsveç´te artık trafik levhaları gibi levhalar var, "bu yolda yürürken telefon kullanımınıza dikkat edin" gibi ya da Amerika'da artık şoförlere bir yaptırım getiriliyor. Zaman zaman akşam haberlerinde, gazetelerin 3. sayfalarında rastlıyoruz ama öngörümüz akıllı cihazların kullanımının trafik kazalarında artış göstereceği yönünde" ifadelerini kullandı.
"DEPRESİF BİR KARAKTER OLUŞUYOR"
Teknolojik cihazların hayatımızı işgal ettiğini belirten Kelle, "Ne kadar çok teknolojik cihazlara maruz kalıyorsak, günlük rutinimizden, keyif alacağımız şeylerden kendimizi o kadar mahrum bırakıyoruz. Bu ortamdan keyif alıyorum ya da bu ortam beni sıkıyor kararını vermekten ziyade kendimizi sadece sosyal medya akışına bırakıyoruz. O da bizi andan koparmaya, en sonunda tükenmişlik sendromuna, hatta hayattan zevk almamaya kadar götürüyor. Depresif belirtiler de görülmeye başlıyor. Pek çok kişi o teknolojik cihaza maruz kaldığı an ne yediğinin ne içtiğinin farkında değil. Sonrasın da sosyal çevreden kopmayla içe dönük depresif bir karakter oluşuyor" dedi.
Türkiye'de yayaların telefonla meşgul olması nedeniyle çok sayıda kazaya neden olduklarını belirten Klinik Psikoloji Uzmanı Özlem Kelle, akıllı telefonların tükenmişlik sendromu yarattığını söyledi.
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre 6 bine yakın yayanın yürürken hayatını kaybettiğini ifade eden Klinik Psikoloji Uzmanı Özlem Kelle, bu sayının her yıl katlanarak arttığını söyledi.
YAYALARDAN KAYNAKLANAN KAZALARDAKİ ARTIŞIN SORUMLUSU AKILLI TELEFONLAR MI?
DHA'nın haberine göre; bunun asıl nedeninin ise akıllı telefonlar olduğunu belirten Klinik Psikolog Özlem Kelle, "Akıllı telefonların kullanımına kadar sürücülerden kaynaklı trafik kazaları yaygındı. Son dönem yapılan araştırmalar gösteriyor ki akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte yayalardan kaynaklanan kazalarda artış var. Yayalar açısından baktığımızda, yol boyunca hem yürüyor olmak hem mesaj ya da aramayla bir kişiyle irtibat halinde olmak, sosyal medya ile ilgileniyor olmak dikkatte bölünmeye sebep oluyor. O an karşıya geçiyorsak, tehlikeli bir yerdeysek, caddeye, trafiğe odaklanmak yerine zihnimiz başka yerde olduğundan kazalar kaçınılmaz oluyor" dedi.
"YÜRÜRKEN TELEFON KULLANIMINA KISITLAMA GETİRİLEBİLİR"
Türkiye'de akıllı telefon kullanımın trafik kazalarıyla ilişkisine dair bir araştırma olmadığına vurgu yapan Kelle, "İsveç, Amerika, Almanya gibi ülkelere baktığımızda devlet politikalarının yürürlükte olduğunu görüyoruz. İsveç´te artık trafik levhaları gibi levhalar var, "bu yolda yürürken telefon kullanımınıza dikkat edin" gibi ya da Amerika'da artık şoförlere bir yaptırım getiriliyor. Zaman zaman akşam haberlerinde, gazetelerin 3. sayfalarında rastlıyoruz ama öngörümüz akıllı cihazların kullanımının trafik kazalarında artış göstereceği yönünde" ifadelerini kullandı.
"DEPRESİF BİR KARAKTER OLUŞUYOR"
Teknolojik cihazların hayatımızı işgal ettiğini belirten Kelle, "Ne kadar çok teknolojik cihazlara maruz kalıyorsak, günlük rutinimizden, keyif alacağımız şeylerden kendimizi o kadar mahrum bırakıyoruz. Bu ortamdan keyif alıyorum ya da bu ortam beni sıkıyor kararını vermekten ziyade kendimizi sadece sosyal medya akışına bırakıyoruz. O da bizi andan koparmaya, en sonunda tükenmişlik sendromuna, hatta hayattan zevk almamaya kadar götürüyor. Depresif belirtiler de görülmeye başlıyor. Pek çok kişi o teknolojik cihaza maruz kaldığı an ne yediğinin ne içtiğinin farkında değil. Sonrasın da sosyal çevreden kopmayla içe dönük depresif bir karakter oluşuyor" dedi.
iPhone şifresini yanlış girdi, 48 yıl kullanılamaz hale geldi
Çin'in Şangay şehrinde yaşayan iki yaşındaki bir çocuk, annesini iPhone'unu eline alıp içine girmek için defalarca ekran kilidini açmaya çalıştı. Üst üste girilen yanlış şifreler yüzünden annenin telefonu 48 yıl boyunca kullanılamaz hale geldi
iPhone'ların ekran kilidinin şifresini defalarca yanlış girdiğinizde kısa bir süre de olsa telefona bir daha şifre giremiyorsunuz. Bundaki amaç ise telefonunuzu başkalarından korumak ve tekrar tekrar şifre girişinin önüne geçmek. Ancak Çin'de yaşanan bir olay ekran kilidinin defalarca yanlış girilmesinin ilginç sonuçlara yol açtığını ortaya çıkardı.
Çin'de yaşanan ilginç gelişmede iki yaşlarındaki çocuk önce annesinin telefonunu eline alıyor; ardından rast gele tuşlama yaparak defalarca şifre girişi yapıyor. Ancak şifre yanlış çıktıkça yılmayan çocuk, şifre girişlerine bir süre daha devam ediyor. Annenin durumu uzun süre fark etmemesi üzerine iPhone'un 25 milyon saat (yaklaşık 48 yıl) boyunca kilitlendiği, kendini korumaya aldığı ortaya çıkıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Çinli telefon servis yetkilileri ise daha önce 80 yıl kilitlenen telefon dahi gördüklerini kaydetti.
iPhone'ların ekran kilidinin şifresini defalarca yanlış girdiğinizde kısa bir süre de olsa telefona bir daha şifre giremiyorsunuz. Bundaki amaç ise telefonunuzu başkalarından korumak ve tekrar tekrar şifre girişinin önüne geçmek. Ancak Çin'de yaşanan bir olay ekran kilidinin defalarca yanlış girilmesinin ilginç sonuçlara yol açtığını ortaya çıkardı.
Çin'de yaşanan ilginç gelişmede iki yaşlarındaki çocuk önce annesinin telefonunu eline alıyor; ardından rast gele tuşlama yaparak defalarca şifre girişi yapıyor. Ancak şifre yanlış çıktıkça yılmayan çocuk, şifre girişlerine bir süre daha devam ediyor. Annenin durumu uzun süre fark etmemesi üzerine iPhone'un 25 milyon saat (yaklaşık 48 yıl) boyunca kilitlendiği, kendini korumaya aldığı ortaya çıkıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Çinli telefon servis yetkilileri ise daha önce 80 yıl kilitlenen telefon dahi gördüklerini kaydetti.
Yeni Android P yayınlandı! İşte yeni özellikleri
Google, mayıs ayında tanıtımını gerçekleştireceği yeni mobil işletim sistemi sürümü Android P’nin ilk ön izleme sürümünü geliştiricilere sundu
Android P için yayınlanan geliştirici ön izleme sürümü, henüz kullanıcılar için elverişli hale getirilmiş değil ancak Google’ın sıradaki yeniliklerini görmek için ideal bir fırsat. Google, mayıs ayında gerçekleştireceği tanıtım etkinliğine kadar Android P’nin geliştirici sürümünü güncellemeye devam edecek ve bu zaman aralığında işletim sistemine yeni özellikler eklenecek. Ancak Google tarafından yayınlanan ilk sürüm, Android P’nin üzerine kurulacağı yenilikleri açıkça ortaya koyuyor.
İşletim sisteminin tarihindeki en büyük yeniliklerinden bazılarına sahip olan Android P ile gelecek en heyecan verici özellikleri derledik.
ÇENTİK DESTEĞİ
Akıllı telefon ekranlarını saran çerçevelerin incelmesi, daha önce telefonların ön yüzünde bulunan ön kameralar için ekranın üst bölümünde bir çentik bırakılmasını gerektirdi. İlk olarak iPhone X ile başlayan bu akım, Android’li üreticiler tarafından da benimsendi. Bu yıl satışa çıkacak birçok Android’li akıllı telefon bu çentiklere sahip olacak ve yeni Android P işletim sistemi de geliştiricilerin uygulamalarını bu kamera çıkıntılarına uyumlu hale getirmesine olanak tanıyacak.
YENİLENEN TASARIM
Google vurgulamıyor olsa bile, ön izleme sürümünden görüldüğü kadarıyla işletim sisteminin arayüz tasarımında büyük estetik değişimler yapılması planlanıyor. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, bir önceki Android sürümünün bildirim ekranı böyle görünüyordu:
Android P’nin bildirim ekranının ilk sürümü ise aşağıdaki gibi:
Göze çarpan diğer yenilikler arasında artık zamanın ekranın sol üst bölümünde yer almaması bulunuyor. Tahminler, saatin ekran çentiğine göre yeniden konumlandırdığı yönünde yoğunlaşıyor. Öte yandan Ayarlar menüsüne de daha renkli bir görünüm kazandırılmış.
İYİLEŞTİRİLMİŞ BİLDİRİMLER
Google, bildirim ekranını yeniden tasarlamanın yanı sıra bildirimler konusunda birkaç işlevsel yeniliğe de imza atmış. Bunların başında, Android P’nin mesajlaşma uygulamalarından gelen daha fazla bilgilendirici bildirimleri desteklemesi gösterilebilir.
Yukarıdaki ekran görüntüsünden anlaşılabileceği üzere, Android P yalnızca gelen son iletileri göstermekle kalmayacak, konuşmanın öncesini de gösterecek. Google ayrıca mesajlaşma sistemine eklediği yapay zeka dokunuşlarıyla, kullanıcılara gelen mesajlara gönderebilecekleri hazır cevap taslakları oluşturacak. Son olarak, mesajlaşma esnasında gönderilen fotoğrafların ön izlemeleri, mesajlaşma ekranı açılmadan bildirim ekranından görülebilecek.
GELİŞTİRİLMİŞ KAMERA DESTEĞİ
Android’li telefonların çoğu kendi farklı kamera uygulamalarıyla geliyor ancak bu uygulamaları kullanabilmek için Google’ın işletim sisteminde ön yüklü sunduğu kamera uygulamasına ihtiyaç duyuluyor.
Android P bu alanda bir ilki gerçekleştirerek, ön yüklü kameranın gelişmiş yeteneklerinin üçüncü taraf kamera uygulamalarında kullanılmasını mümkün kılıyor. Örneğin Snapchat ya da Instagram uygulamaları içerisinden fotoğraf çekerken, Google Camera uygulamasının zum, bokeh ve hatta stereo vizyon (3B) gibi yetenekleri kullanılabilecek. Ancak bunun için uygulamaların bu özellikleri desteklemesi gerekecek.
İÇ MEKAN NAVİGASYONU
Android P, WiFi Round Trip Time (RTT) olarak da bilinen Wi-Fi IEE 802.11mc protokolünü destekliyor. Bu protokol, GPS’in erişemediği ya da yeterli doğrulukta sonuç veremediği kapalı alanlarda da navigasyon hizmeti alınabilmesini mümkün kılıyor. RTT, binaların içerisinde bile konumunuzu birkaç metre sapmayla algılayabiliyor.
HDR ve HEIF
Android P, HDR VP9 Profile desteğine sahip. Bu sayede HDR destekli cihazlarda HDR videolar izlemek daha kolay hale gelecek.
İşletim sisteminin desteklemeye başladığı HEIF ise geçtiğimiz yıl iOS 11 ile popüler olan çok verimli bir görsel sıkıştırma formatı. HEIF, fotoğrafların boyutunu yarı yarıya küçültürken kalitelerinin korunmasını mümkün kılıyor. Bu sayede fotoğraflar telefonların hafızasında daha az yer kaplayacak.
EN İDDİALI ÖZELLİKLER MAYISTA TANITILACAK
Android P’nin ön izleme sürümü yalnızca geliştiriciler için yayınlandı. Bu nedenle cihazınıza kurmanız sonucunda problemlerle karşılaşmanız kuvvetle muhtemel. Google genellikle yeni işletim sistemi sürümlerinin en iddialı özelliklerini mayıs ayında gerçekleştirdiği Google I/O etkinliklerinde tanıtıyor. İşletim sisteminin tam sürümünün bu etkinliğin ardından kullanıcılara sunulması bekleniyor.
Android P için yayınlanan geliştirici ön izleme sürümü, henüz kullanıcılar için elverişli hale getirilmiş değil ancak Google’ın sıradaki yeniliklerini görmek için ideal bir fırsat. Google, mayıs ayında gerçekleştireceği tanıtım etkinliğine kadar Android P’nin geliştirici sürümünü güncellemeye devam edecek ve bu zaman aralığında işletim sistemine yeni özellikler eklenecek. Ancak Google tarafından yayınlanan ilk sürüm, Android P’nin üzerine kurulacağı yenilikleri açıkça ortaya koyuyor.
İşletim sisteminin tarihindeki en büyük yeniliklerinden bazılarına sahip olan Android P ile gelecek en heyecan verici özellikleri derledik.
ÇENTİK DESTEĞİ
Akıllı telefon ekranlarını saran çerçevelerin incelmesi, daha önce telefonların ön yüzünde bulunan ön kameralar için ekranın üst bölümünde bir çentik bırakılmasını gerektirdi. İlk olarak iPhone X ile başlayan bu akım, Android’li üreticiler tarafından da benimsendi. Bu yıl satışa çıkacak birçok Android’li akıllı telefon bu çentiklere sahip olacak ve yeni Android P işletim sistemi de geliştiricilerin uygulamalarını bu kamera çıkıntılarına uyumlu hale getirmesine olanak tanıyacak.
YENİLENEN TASARIM
Google vurgulamıyor olsa bile, ön izleme sürümünden görüldüğü kadarıyla işletim sisteminin arayüz tasarımında büyük estetik değişimler yapılması planlanıyor. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, bir önceki Android sürümünün bildirim ekranı böyle görünüyordu:
Android P’nin bildirim ekranının ilk sürümü ise aşağıdaki gibi:
Göze çarpan diğer yenilikler arasında artık zamanın ekranın sol üst bölümünde yer almaması bulunuyor. Tahminler, saatin ekran çentiğine göre yeniden konumlandırdığı yönünde yoğunlaşıyor. Öte yandan Ayarlar menüsüne de daha renkli bir görünüm kazandırılmış.
İYİLEŞTİRİLMİŞ BİLDİRİMLER
Google, bildirim ekranını yeniden tasarlamanın yanı sıra bildirimler konusunda birkaç işlevsel yeniliğe de imza atmış. Bunların başında, Android P’nin mesajlaşma uygulamalarından gelen daha fazla bilgilendirici bildirimleri desteklemesi gösterilebilir.
Yukarıdaki ekran görüntüsünden anlaşılabileceği üzere, Android P yalnızca gelen son iletileri göstermekle kalmayacak, konuşmanın öncesini de gösterecek. Google ayrıca mesajlaşma sistemine eklediği yapay zeka dokunuşlarıyla, kullanıcılara gelen mesajlara gönderebilecekleri hazır cevap taslakları oluşturacak. Son olarak, mesajlaşma esnasında gönderilen fotoğrafların ön izlemeleri, mesajlaşma ekranı açılmadan bildirim ekranından görülebilecek.
GELİŞTİRİLMİŞ KAMERA DESTEĞİ
Android’li telefonların çoğu kendi farklı kamera uygulamalarıyla geliyor ancak bu uygulamaları kullanabilmek için Google’ın işletim sisteminde ön yüklü sunduğu kamera uygulamasına ihtiyaç duyuluyor.
Android P bu alanda bir ilki gerçekleştirerek, ön yüklü kameranın gelişmiş yeteneklerinin üçüncü taraf kamera uygulamalarında kullanılmasını mümkün kılıyor. Örneğin Snapchat ya da Instagram uygulamaları içerisinden fotoğraf çekerken, Google Camera uygulamasının zum, bokeh ve hatta stereo vizyon (3B) gibi yetenekleri kullanılabilecek. Ancak bunun için uygulamaların bu özellikleri desteklemesi gerekecek.
İÇ MEKAN NAVİGASYONU
Android P, WiFi Round Trip Time (RTT) olarak da bilinen Wi-Fi IEE 802.11mc protokolünü destekliyor. Bu protokol, GPS’in erişemediği ya da yeterli doğrulukta sonuç veremediği kapalı alanlarda da navigasyon hizmeti alınabilmesini mümkün kılıyor. RTT, binaların içerisinde bile konumunuzu birkaç metre sapmayla algılayabiliyor.
HDR ve HEIF
Android P, HDR VP9 Profile desteğine sahip. Bu sayede HDR destekli cihazlarda HDR videolar izlemek daha kolay hale gelecek.
İşletim sisteminin desteklemeye başladığı HEIF ise geçtiğimiz yıl iOS 11 ile popüler olan çok verimli bir görsel sıkıştırma formatı. HEIF, fotoğrafların boyutunu yarı yarıya küçültürken kalitelerinin korunmasını mümkün kılıyor. Bu sayede fotoğraflar telefonların hafızasında daha az yer kaplayacak.
EN İDDİALI ÖZELLİKLER MAYISTA TANITILACAK
Android P’nin ön izleme sürümü yalnızca geliştiriciler için yayınlandı. Bu nedenle cihazınıza kurmanız sonucunda problemlerle karşılaşmanız kuvvetle muhtemel. Google genellikle yeni işletim sistemi sürümlerinin en iddialı özelliklerini mayıs ayında gerçekleştirdiği Google I/O etkinliklerinde tanıtıyor. İşletim sisteminin tam sürümünün bu etkinliğin ardından kullanıcılara sunulması bekleniyor.
Cep telefonundan yayılan radyasyondan korunmanın yolları
Çoğumuz, cep telefonlarımızı gün boyu yanımızda taşıyoruz, cep telefonu bağımlılığı Brezilya gibi ülkelerde günde 5 saate kadar çıkmış durumda.
Çoğumuz, cep telefonlarımızı gün boyu yanımızda taşıyoruz, cep telefonu bağımlılığı Brezilya gibi ülkelerde günde 5 saate kadar çıkmış durumda.
Peki cep telefonlarından yayılan radyasyon sağlığa ne kadar zararlı? Sürekli cep telefonu kullanmak vücutta tümör oluşmasına yol açabilir mi? Ya da bu radyasyona maruz kalmamak için ne gibi önlemler alınabilir?
Bilim insanları yıllardır bu soruların yanıtlarını arıyor ama henüz bu konuda nihai bir rapor bulunmuyor.
Mobil iletişimde radyo freakanslarının radyasyon yaydığı biliniyor. Bu, bir tür iyonlaştırıcı olmayan radyasyon.
X ışınları, kızıl öttesi ve gamma ışınları tarafından yayılan ve DNA'nın yapısını değiştiren iyonlaştırıcı radyasyona göre etkisi daha az.
Ancak insan vücuduna etkisi de tam olarak bilinmiyor. Etrafımızda birçok radyo frekansı bulunuyor.
FM radyo dalgaları, mikrodalgalar, ısı ve ışık bunlardan bazıları. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon doğrudan, DNA hücrelerine hasar verip kansere neden olacak kadar enerji taşımıyor.
Ancak ABD Kanser Topluluğu'nun (ACS) web sitesinde yer alan uyarıya göre, cep telefonları beyin tümörü ve boyun ile baş bölgesinde diğer tümörlerin gelişme riskini artırabilir.
Yüksek seviylere çıktığında radyo ferkans dalgaları dokuların ısınmasına neden oluyor.
Mikrodalga fırınların nasıl yiyecekleri ısıttığına bakarak bunu söyleyebilirsiniz.
Cep telefonlarından yayılan eneji vücutta dokuların ısınmarına neden olacak kadar yüksek olmasa da ACS, dikkatli olunmasını tavsiye ediyor.
Radyasyonun sağlığa zararını ölçmek için bilim insanları özgül emilim oranı (SAR) değerine bakıyor. Bu cep telefonu kullanımı sırasında vücuda ne kadar radyofrekansının nüfuz ettiğini hesaplamak için kullanılan bir değer.
SAR değeri her cep telefonu modeline göre değişiyor.
Üreticiler telefonların azami SAR değerini açıklamak zorunda. Bu bilgi üretici firmaların web sitelerinde ya da kullanım kılavuzlarında yer alıyor.
Alman Radyasyondan Korunma Federal Bürosu (BfS) en fazla radyasyon yayan cep telefonlarının listesini oluşturdu.
Listenin zirvesinde Çinli üreticiler OnePlus ve Huawei ile Nokia'nın ürettiği Lumia 630 bulunuyor.
Apple'ın ürettiği telefonlardan listede 10. sırada iPhone 7, 12. sırada iPhone 8 var.
Sony Xperia XZ1 Compact 11. sırada. Telefonlarda güvenli bir SAR limitinin ne olması gerektiğini ortaya koyan bir çalışma yok. Alman hükümetine bağlı Der Blaue Engel'in çevre standartlarına göre verdiği güvenilir limit kilogram başına SAR seviyesinin 0.60 watt olması gerektiği yönünde. Çoğu telefon bu seviyenin üstünde. OnePlus 5T telefonlardan SAR değeri kilogram başına 1.68 watt.
Bu seviyenin altında kalanlar ise şöyle:
Sony Experia M5 (0.14)
Samsung Galaxy Note 8 (0.17)
Samsung Galxy S6 edge+ (0.22)
Google Pixel XL (0.2)
Samsung Galaxy S8 (0.26) a
Samsung GalaxyS7 edge (0.26)
SAR değeri her cep telefonu modeline göre değişiyor.
Üreticiler telefonların azami SAR değerini açıklamak zorunda. Bu bilgi üretici firmaların web sitelerinde ya da kullanım kılavuzlarında yer alıyor.
Alman Radyasyondan Korunma Federal Bürosu (BfS) en fazla radyasyon yayan cep telefonlarının listesini oluşturdu.
Listenin zirvesinde Çinli üreticiler OnePlus ve Huawei ile Nokia'nın ürettiği Lumia 630 bulunuyor.
Apple'ın ürettiği telefonlardan listede 10. sırada iPhone 7, 12. sırada iPhone 8 var.
Sony Xperia XZ1 Compact 11. sırada. Telefonlarda güvenli bir SAR limitinin ne olması gerektiğini ortaya koyan bir çalışma yok. Alman hükümetine bağlı Der Blaue Engel'in çevre standartlarına göre verdiği güvenilir limit kilogram başına SAR seviyesinin 0.60 watt olması gerektiği yönünde. Çoğu telefon bu seviyenin üstünde. OnePlus 5T telefonlardan SAR değeri kilogram başına 1.68 watt.
Bu seviyenin altında kalanlar ise şöyle:
Sony Experia M5 (0.14)
Samsung Galaxy Note 8 (0.17)
Samsung Galxy S6 edge+ (0.22),
Google Pixel XL (0.2(
Samsung Galaxy S8 (0.26) a
Samsung GalaxyS7 edge (0.26).
Peki yüksek radyasyona maruz kalmamak için ne yapmalı?
Radyo frekanslarının en yüksek olduğu yer telefonun anteninin bulunduğu kısımdır. Modern telefonlarda antenler cihazın içine gömülüyor. Siz telefondan uzaklaştıkça dalgaların enerjisi de azalıyor.
Çoğu kullanıcı telefonu kullanırken yanağına götürüyor. ACS'ye göre anten baş kısmına ne kadar yakın olusra radyo freakansı enerjisine maruz kalma yoğunluğu da artıyor.
Peki ne tavsiye ediliyor?
Telefonda geçirdiğiniz zamanı azaltın.
Ahize modunu ya da eller serbest modunu kullanın ve cihazı baş kısmından uzuk tutun.
Mümkünse telefonu çekim gücünün en yüksek olduğu durumlarda kullanın. Sinyal gücü azaldıkça telefon daha iyi bir sinyal için daha fazla enerji harcar.
Ve tabii SAR değeri düşük telefonları terrcih edin.
Çoğumuz, cep telefonlarımızı gün boyu yanımızda taşıyoruz, cep telefonu bağımlılığı Brezilya gibi ülkelerde günde 5 saate kadar çıkmış durumda.
Peki cep telefonlarından yayılan radyasyon sağlığa ne kadar zararlı? Sürekli cep telefonu kullanmak vücutta tümör oluşmasına yol açabilir mi? Ya da bu radyasyona maruz kalmamak için ne gibi önlemler alınabilir?
Bilim insanları yıllardır bu soruların yanıtlarını arıyor ama henüz bu konuda nihai bir rapor bulunmuyor.
Mobil iletişimde radyo freakanslarının radyasyon yaydığı biliniyor. Bu, bir tür iyonlaştırıcı olmayan radyasyon.
X ışınları, kızıl öttesi ve gamma ışınları tarafından yayılan ve DNA'nın yapısını değiştiren iyonlaştırıcı radyasyona göre etkisi daha az.
Ancak insan vücuduna etkisi de tam olarak bilinmiyor. Etrafımızda birçok radyo frekansı bulunuyor.
FM radyo dalgaları, mikrodalgalar, ısı ve ışık bunlardan bazıları. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon doğrudan, DNA hücrelerine hasar verip kansere neden olacak kadar enerji taşımıyor.
Ancak ABD Kanser Topluluğu'nun (ACS) web sitesinde yer alan uyarıya göre, cep telefonları beyin tümörü ve boyun ile baş bölgesinde diğer tümörlerin gelişme riskini artırabilir.
Yüksek seviylere çıktığında radyo ferkans dalgaları dokuların ısınmasına neden oluyor.
Mikrodalga fırınların nasıl yiyecekleri ısıttığına bakarak bunu söyleyebilirsiniz.
Cep telefonlarından yayılan eneji vücutta dokuların ısınmarına neden olacak kadar yüksek olmasa da ACS, dikkatli olunmasını tavsiye ediyor.
Radyasyonun sağlığa zararını ölçmek için bilim insanları özgül emilim oranı (SAR) değerine bakıyor. Bu cep telefonu kullanımı sırasında vücuda ne kadar radyofrekansının nüfuz ettiğini hesaplamak için kullanılan bir değer.
SAR değeri her cep telefonu modeline göre değişiyor.
Üreticiler telefonların azami SAR değerini açıklamak zorunda. Bu bilgi üretici firmaların web sitelerinde ya da kullanım kılavuzlarında yer alıyor.
Alman Radyasyondan Korunma Federal Bürosu (BfS) en fazla radyasyon yayan cep telefonlarının listesini oluşturdu.
Listenin zirvesinde Çinli üreticiler OnePlus ve Huawei ile Nokia'nın ürettiği Lumia 630 bulunuyor.
Apple'ın ürettiği telefonlardan listede 10. sırada iPhone 7, 12. sırada iPhone 8 var.
Sony Xperia XZ1 Compact 11. sırada. Telefonlarda güvenli bir SAR limitinin ne olması gerektiğini ortaya koyan bir çalışma yok. Alman hükümetine bağlı Der Blaue Engel'in çevre standartlarına göre verdiği güvenilir limit kilogram başına SAR seviyesinin 0.60 watt olması gerektiği yönünde. Çoğu telefon bu seviyenin üstünde. OnePlus 5T telefonlardan SAR değeri kilogram başına 1.68 watt.
Bu seviyenin altında kalanlar ise şöyle:
Sony Experia M5 (0.14)
Samsung Galaxy Note 8 (0.17)
Samsung Galxy S6 edge+ (0.22)
Google Pixel XL (0.2)
Samsung Galaxy S8 (0.26) a
Samsung GalaxyS7 edge (0.26)
SAR değeri her cep telefonu modeline göre değişiyor.
Üreticiler telefonların azami SAR değerini açıklamak zorunda. Bu bilgi üretici firmaların web sitelerinde ya da kullanım kılavuzlarında yer alıyor.
Alman Radyasyondan Korunma Federal Bürosu (BfS) en fazla radyasyon yayan cep telefonlarının listesini oluşturdu.
Listenin zirvesinde Çinli üreticiler OnePlus ve Huawei ile Nokia'nın ürettiği Lumia 630 bulunuyor.
Apple'ın ürettiği telefonlardan listede 10. sırada iPhone 7, 12. sırada iPhone 8 var.
Sony Xperia XZ1 Compact 11. sırada. Telefonlarda güvenli bir SAR limitinin ne olması gerektiğini ortaya koyan bir çalışma yok. Alman hükümetine bağlı Der Blaue Engel'in çevre standartlarına göre verdiği güvenilir limit kilogram başına SAR seviyesinin 0.60 watt olması gerektiği yönünde. Çoğu telefon bu seviyenin üstünde. OnePlus 5T telefonlardan SAR değeri kilogram başına 1.68 watt.
Bu seviyenin altında kalanlar ise şöyle:
Sony Experia M5 (0.14)
Samsung Galaxy Note 8 (0.17)
Samsung Galxy S6 edge+ (0.22),
Google Pixel XL (0.2(
Samsung Galaxy S8 (0.26) a
Samsung GalaxyS7 edge (0.26).
Peki yüksek radyasyona maruz kalmamak için ne yapmalı?
Radyo frekanslarının en yüksek olduğu yer telefonun anteninin bulunduğu kısımdır. Modern telefonlarda antenler cihazın içine gömülüyor. Siz telefondan uzaklaştıkça dalgaların enerjisi de azalıyor.
Çoğu kullanıcı telefonu kullanırken yanağına götürüyor. ACS'ye göre anten baş kısmına ne kadar yakın olusra radyo freakansı enerjisine maruz kalma yoğunluğu da artıyor.
Peki ne tavsiye ediliyor?
Telefonda geçirdiğiniz zamanı azaltın.
Ahize modunu ya da eller serbest modunu kullanın ve cihazı baş kısmından uzuk tutun.
Mümkünse telefonu çekim gücünün en yüksek olduğu durumlarda kullanın. Sinyal gücü azaldıkça telefon daha iyi bir sinyal için daha fazla enerji harcar.
Ve tabii SAR değeri düşük telefonları terrcih edin.
Galaxy S9'u tamir etmek kolay olmayacak
iFixit ekibi de Galaxy S9’u tamir etmenin zor mu yoksa kolay mı olduğunu göstermek için harekete geçti. Yapılan testler sonucunda ise Galaxy S9’u tamir etmenin pek kolay olmadığına varıldı.
Cep telefonuyla küvete girdi, öldü
Belçikalı genç, şarja takılı cep telefonunun suya düşmesi sonucu elektrik akımıyla can verdi
Belçika'da bir genç dikkatsizliğinin bedelini canıyla ödedi. Küvete girdikten sonra şarja takılı cep telefonunun suya düşüren genç, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti.
DH gazetesinin haberine göre, Pont-de-Loup kasabasında yaşanan olayda 14 yaşındaki genç, banyoda cep telefonunu şarja takarak içi su dolu küvete girdi. Bir süre sonra küvette uyuyakalan gencin cep telefonu suya düştü. Şarj kablosunun suyla temas etmesi sonucu elektrik akımına kapılan ve vücudunda ağır yanıklar oluşan genç, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Belçika'da bir genç dikkatsizliğinin bedelini canıyla ödedi. Küvete girdikten sonra şarja takılı cep telefonunun suya düşüren genç, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti.
DH gazetesinin haberine göre, Pont-de-Loup kasabasında yaşanan olayda 14 yaşındaki genç, banyoda cep telefonunu şarja takarak içi su dolu küvete girdi. Bir süre sonra küvette uyuyakalan gencin cep telefonu suya düştü. Şarj kablosunun suyla temas etmesi sonucu elektrik akımına kapılan ve vücudunda ağır yanıklar oluşan genç, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
4 Mart 2018 Pazar
BTK: Baz istasyonu ne kadar yakın olursa zararı o kadar az olur
Baz istasyonlarının şehir dışına taşınması talebine BTK’dan yanıt geldi. BTK, “Abone baz istasyonuna ne kadar yakın olursa o kadar az elektromanyetik alana maruz kalır” açıklaması yaptı
Baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasını isteyenlere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) kötü haber geldi. Kurum, düşük güçte çalışan ve kapsanacak bölgedeki abone sayısı da dikkate alınarak belirli bir hücre planlaması çerçevesinde kurulan baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasının teknik olarak mümkün olmadığını duyurdu.
Gazete Habertürk'ün haberine göre açıklamada, “Mobil cihazlarla yapılan iletişimde, abone baz istasyonuna ne kadar yakın olursa mobil cihaz çıkış gücünü azaltacak ve abonenin daha az elektromanyetik alana maruz kalmasını sağlayacaktır” denildi.
Baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasını isteyenlere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) kötü haber geldi. Kurum, düşük güçte çalışan ve kapsanacak bölgedeki abone sayısı da dikkate alınarak belirli bir hücre planlaması çerçevesinde kurulan baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasının teknik olarak mümkün olmadığını duyurdu.
Gazete Habertürk'ün haberine göre açıklamada, “Mobil cihazlarla yapılan iletişimde, abone baz istasyonuna ne kadar yakın olursa mobil cihaz çıkış gücünü azaltacak ve abonenin daha az elektromanyetik alana maruz kalmasını sağlayacaktır” denildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)